Corci, kendisine çözüm için başvuran çoğu kişiden farklı olarak Bay Neym’in içinde bulunduğu durum ile özel olarak ilgileniyor, sanki bu durumun varoluşsal bir problemin içerisinde, kendisinin varlığı ile de alakalı olduğunu hissediyordu.
“Belli belirsiz yanan bir mum ışığı görüyorum Bay Corci. Bir balkon ve mum ışığında titreyen gölgeler var balkonda ama net değiller.”
“Anlıyorum Bay Neym ancak size yardımcı olabilmem için kendinizi biraz daha zorlamanızı rica edeceğim. Birisi, bir ses, bir renk… Haydi, Bay Neym, düşünün.”
“Acı tatlı anılarını kelimelere sığdırmaya çalışan bir adam görür gibiyim. Her gün aynı saatte, aynı yerde, aynı kelimelerle dans etmeye çalışan bir adam. O kelimeler bazen notalar üzerine binip havalanıyorlar bazen de bir şiirin dizeleri arasına yapışıp kalıyorlar.”
“Güzel, Bay Neym, her gün aynı saatte, aynı yerde… Demek ki uzunca bir süre geçirmişsiniz orada, devam edin lütfen.”
“Süslü püslü bir yaratığın huzur bozucu varlığı. Adam arada bir sürekli arkasını kollamaya çalışırcasına huzursuzlanıyor. Eğri büğrü bir guguklu saat giyotin gibi sallanarak sanki geçmesini istemediğimiz zamanları dilimliyor.”
Neym konuştukça açılıyor gibiydi. Corci’nin ilgisi onu rahatlatıyordu. Devam etti; “İçli dışlı olduğum birisi vardı Bay Corci. Şu an hissediyor olduğum rahatlığı onunlayken daha da yoğun hissettiğimi hatırlıyorum. Onun varlığı benim için bir yol gösterici gibiydi. Şimdi sizin varlığınız gibi. Gözlerini dikmiş balkona baktığını görür gibi oluyorum. Ama bazen sanki ben onun gözünden bakıyormuşum gibi bir duyguya da kapılıyorum.”
Corci’nin gözleri irileşmişti. Durumu çözmek üzereydi. Düşüncelerini çözmek ve sonuca ulaşmak için Neym'in bir cümle daha kurmasının gerekli olduğunu düşündü. “Bay Neym” dedi, “Siz yeniden yazma yeteneğini kazanmak isteyen isimsiz bir yazar olabilirsiniz, hatta bir yerde okumuştum; 'yeniden yazmak yeniden uçmak gibi, bir balkona bir gökyüzüne, bir balkona bir gökyüzüne.' Neym, sana tuhaf gelebilir ama ben de şu an gözlerine baktığımda balkona bakar gibi oluyorum. Yeniden uçmaya çok yaklaşmışken bana söylemek istediğin son bir şey var mı?”
“Senli benli konuşmanız ve şu ‘Bay’ları ortalıktan kaldırmanız içimi daha da rahatlattı, kendimi hafiflemiş hissediyorum. Son olarak bunu söyleyebilirim.” dedi Neym.
Corci büyük bir gururla alkışlamaya başladı Neym'i. “Bravo Neym, bravo! Belli belirsiz, acı tatlı, süslü püslü, eğri büğrü, içli dışlı, senli benli… Benimle konuştuğun süre boyunca kurduğun cümleler ikilemelerle doluydu. Sen balkonda yazmaya başladığın hikâyenin gökyüzünde asılı kalmış isimsiz yazarısın Neym! Balkonda iken gökyüzünü, gökyüzündeyken balkonu düşlediğin bir ikilemdesin. Hatta Neym, sen yazmadığında ben, ben konuşmadığımda sen varlığımızı sürdüremeyiz.” Corci çekmecesini açtı ve devam etti; “Al şu kanatları ve tekrar uç Neym, uç karanlık siyah gecenin ışıklarına doğru!"
Neym ayağa kalkarak, “Corci, sen müthiş bir yol göstericisin, asık suratlı bir yol gösterici, asık suratlı bir kuş, bir baykuş…” dedi ve süzülerek kapıdan çıktı.
Corci, gözlerini duvarda asılı duran puhu resmine dikmişken Beatris, “Beni bu sabah neden uyandırmadın Corci?” diyerek odaya girdi.
“Özür dilerim Beatris. Dallı budaklı bir hikâyeyi çözmeye uyandım ve seni rahatsız etmek istemedim.”
Beatris gülümsedi, odadaki masanın üzerindeki radyoyu açtı. 'Call me by my name' isimli bir şarkı çalmaya başladı.
Comments